sizlerin değerlendirmelerinizi okudum. Şimdi sıra benim değerlendirmelerimde..
Bir beyin fırtınası şeklinde yazıyorum
- Yetkin bilgisayar mühendisleri olmak için daha çok çalışmalısınız. ilk gözlemlediğim şeylerden birisi, iş hayatı için bilgi ve becerilerinizin zayıf olduğu yönünde. Özellikle bilginin uygulaması yönünde çok daha iyi olmalısınız. Burada sorunun büyük bir parçası eğitim sisteminde yatıyor. Diğer parçası sizlerin sorumluluğunda. Sizler bu konuda üniversite yönetiminden hakkınızı talep etmelisiniz. Eğer bir öğrenci konseyi varsa onlar bu konuda yönetime görüş iletebilirler. Neler yapabilirsiniz :
- Bence her ders için bunun iş hayatındaki uygulamaları nelerdir diye araştırmalısınız. Bir konu hayatınızla ilgili değilse onu öğrenmeniz ve hatırlamanız çok zordur.
- Derse, çalışma hayatından bir konuk çağrılıp, ders içeriğinin iş hayatında nasıl kullanıldığını açıklayabilir. Bu konuda dersi anlatan hocanızdan rica edebilirsiniz. Konusunda uzman kişilere ulaşmak artık çok kolay. linkedIn gibi sosyal ağları kullanabilirsiniz.
- Sizler bölümde ilgili dersin "Özel ilgi gruplarını" oluşturabilirsiniz. facebook gibi bir ortamda dersin paylaşım ortamı kolayca oluşturulabilir. farklı dönemlerdeki insanların katkılarını da bu ortamdan takip edebilirsiniz.
- Eminim sizlerin aklına daha birçok şey gelecektir. Aslolan kendi geleceğinizle ilgili sorumluluğu hissetmek. Bu konuda kendinizi hesap sorulabilecek kişi olarak görmek
- Bir sorunun cevabını bilmekle, cevap hakkında fikri olmak farklı şeylerdir. Ders işlenirken bol bol sizlerin fikirlerinizi sordum. Bir şeyi bilemeyebilirsiniz ve bunu söylemekten asla korkmayın. Benim de birçok konu için derste "bunun cevabını bilmiyorum arkadaşlar" dediğimi duymuşsunuzdur. Burada sevdiğim bir yaşanmış hikayeyi anlatayım: Müftü olarak görev yapan Bir islam alimi, bir soruya "Bilmiyorum" deyince, Yanındaki birisi "Hem maaş alıyorsun, hem de cevap vermiyorsun" dedi. O zat ise "Devletten , bildiklerim için ücret alıyorum. Bilmediklerim için de alsaydım, devletin hazineleri buna yetmezdi" dedi. Fakat bir konu hakkında fikriniz olabilir. Bunu da "ben şöyle düşünüyorum.." şeklinde belirtebilirsiniz. Bundan da çekinmeyin. Bizler biliyor olsak zaten sınıfta ne işimiz var ? Konu hakkında zihinsel çalışmalar yapmadan nasıl öğrenebiliriz ? Arkadaşlarım ne der diye korkmayın. Öğrenmek için oradayız. Öğretmen olarak, Sizlerin düşünce biçiminizi anlamadan onu değiştiremem, bu yüzden de fikirleriniz değerli.
- Ders ortamında hatayı (katılım namıyla) ödüllendirmeye çalıştım. Konuşmak için tereddüt ettiğinizi gördüğümde, Sizden hatalı cevaplar söylemenizi istedim. Ta ki doğruya giden yolda hatanın önemini kavrayın istedim. Hayat da aslında böyle fakat ilk bakışta öyle görünmüyor sadece. Buyrun başarının grafiğine birlikte bakalım. .
Mesela Wright kardeşlerin uçağı icad etmeleri, 10 yıllarını almış. Tam da ikinci resimdeki gibi bir çalışmaları olduğuna eminim. Eğer ilk başarısızlıkta bıraksalardı uçak daha geç bir tarihte yine icad edilirdi, yine böyle hata yapabilmeyi göze alabilecek birileri tarafından. Henry Ford ilk denemesinde mi seri otomobil üretimini başardı dersiniz. Bir araştırın derim. Başarı için hata yapmanın son derece normal belki gerekli olduğunu anladınız sanırım. Başarı için aslolan hata yapmamak değil, hedefinizi yılmadan takip etmek. Buna yabancılar grit diyorlar. Mesela aşağıdaki konuşma:
Bunu mevlana "Acizliğine bakma, isteğine bak" olarak özetlemiş. Yılmadan hedefini takip etmek, birşeyi ihlasla istemek, Allah'a kuvvetle dua etmek gibidir. Allah da o istediği şeyi verir.
- Öğrendiğimiz konulardan bazıları sizin gerçek hayatta bilgi olarak karşınıza çıkmayacak şeyler. Mesela semaforlar, bellek yönetiminde relokasyon veya korunumla ilgili konular doğrudan karşınıza çıkmayabilir. Fakat üniversite eğitiminden kazanılması gereken tek şey bilgi değildir. Aksine bilgi en değersizidir (veya en kolay öğrenilenidir). Daha üst seviyede, düşünsel ve tutumsal davranışlar yer alır. Nelerdir bunlar ? analitik düşünme, kritik düşünme, sorun çözme, growth mindset (araştırın bakalım), belirsiz durumlarda karar verme vb. Mesela tek işlemden çok işleme geçerken bellek yönetiminde çıkan problemler ve çözümleri üzerine kafa yormak bize analitik düşünme ve sorun çözme kabiliyetini kazandırabilir. Normal üstü mühendis olmanın yolu da bu "üst seviye" yetenekleri elde etmekten geçiyor. Fakat bu konuları ezberlemekten çok üzerinde birlikte kafa yormamız ve alternatif/yanlış çözümlere girmemiz gerekiyordu, bunda eksik kaldığımı itiraf ederim.
- Siz de kabul edersiniz ki, notlarla ilgili hocalarınıza talepkar davranmanız doğru değil. Sene başında herşey sizin elinizde. Sene sonunda notlarınız size bir aynadır. "İnsan ektiğini biçer". Adalet iyiliktir, çünkü sizi hayata hazırlar. Eğer gerçekten başınıza bir talihsizlik gelmişse yardıma her zaman hazırım. Buna sizler de şahit olmuşsunuzdur. Aynayı bozmaya çalışmak kısa süreliğine size fayda sağlayabilir. Fakat uzun dönemde karakterinizde oluşacak bu yanlış tavırlar, daha çok zarar verecektir. Bu konuda daha dirayetli olmam gerekiyordu, biraz hata ettiğimi anlıyorum.
- Final sınavı esnasında sizlere baktım. Burada geleceğin babaları, anneleri, iş sahipleri, yöneticiler ve çalışma arkadaşları gördüm. İş başarısı (ki teknik yetkinliklerin dışında insan ilişkileri gibi yetkinlikleri de gerektirir), hayat başarısına denk değildir. Buna dikkat edin ve dengeyi bozmayın, yoksa bu sizi, uzun mutsuzluk dönemi içerisindeki kısa süreli mutluluklara götürür. Hayata karşı doğru bir tutum geliştirmeniz gerekiyor. Bu olursa diğer işlerinizde yoluna girer. Burada ben kendi hesabıma maneviyatı (Allah ve ahirete imanı) çok önemli görüyorum. Bu olmadan doğru denge bana pek mümkün görünmüyor. Olgunluk (kemal) denilen şey, kişinin hislerinin kısa dünya hayatıyla sınırlı kalmayıp ebediyete uzanmasıyla ilgilidir.
Hepinize hayatta başarılar diliyorum. Başarı ancak Allah'tandır..